Size en yaygın 5 SEO tavsiyesinin tamamen yanlış olduğunu söyleseydim ne düşünürdünüz?
Haydi gelin birlikte en yaygın SEO yanılgılarını inceleyelim.
2021 yılındayız ve artık uzaya başarıyla bir roket fırlatabiliriz, ancak bunu kolaylıkla yapabilirken internette yanlış bilgilerin yayılmasını engelleyemeyiz.
Pazarlamada bile, yanlış bilgi olarak nitelendirilen (ve hatta belki sürekli tekrar ettiğimiz) şeyler var. O zamanlarda SEO stratejilerimize rehberlik etmesi için altın değerinde gördüğümüz fikirlere kolaylıkla kapılıyorduk, çünkü herkes aynı şeyi düşünüyor ve sorgulamadan yapıyordu.
Belki bu stratejiler bir zamanlar doğruydu.
Belki hiç bir zaman doğru değillerdi.
Belki doğru oldukları zamanlar vardır … ama düşündüğünüz şekilde değil.
SEO’nun her zamankinden daha fazla veri odaklı bir alan haline gelmesine rağmen, birçok yanlış hala devam ediyor.
Gelin birlikte bunların birkaç tanesini çürütelim.
Yanılgı # 1: Sosyal Sinyaller Etki Sıralaması
Sosyal sinyallerin SEO’yu etkileyip etkilemediği, en azından son on yıldır gündemde olan bir konu.
Ne kadar çok takipçiniz olursa ve sitenize sosyal medyadan ne kadar fazla trafik yönlendirirseniz, sıralamanız o kadar iyi olur.
Peki bu doğru mu?
2015 yılından beri bu konuyu araştıran John Mueller’in buna cevabı koca bir hayır, sosyal sinyaller sıralamanızı doğrudan etkilemiyor.
Bunun nedeni takipçi satın alınabilmesidir. Beğeniler ve yorumlar yalnızca gösteriş metrikleridir. Paylaşılması kolay olan içerik zaten paylaşılacaktır.
Peki sosyal medya, markanızın arama motorlarındaki görünürlüğünü ne zaman etkiler?
- Marka adınızı veya anahtar kelimelerinizi organik olarak sıraladıkları için, sosyal medyada ki tek tek gönderiler veya içerikler kendi başlarına aramada göründüğünde ya da Google, Twitter veya Pinterest’teki bir içeriğinizin arama sonuçlarıyla alakalı olduğunu tespit ettiğinde bunu dizine ekler.
Yanılgı # 2: SEO’nun Ölümü
Steve Ballmer’ın, iPhone’un dizüstü bilgisayarlarının hiçbir zaman popülerlik kazanmayacağını iddia ettiği ve New York Times’ta yayımlanan tahmini gibi, yıllar boyunca birçok kötü tahmin yapıldı.
Bu tahminlerden biri de, SEO’nun ölmekte olan bir moda olduğu ve web sitelerinin hiç dikkat etmemesi gerektiğiydi.
SEO’nun öldüğü fikri, 2010’ların başından beri ortalıkta dolaşıyor ve çoğunlukla bu propagandayı internet provakatörleri yapıyor.
İnsanlar bir süre bunun doğru olabileceği ihtimaline inandı.
Yarı yarıya haklı da sayılırlardı.
SEO ölmedi fakat…
- Artık herhangi bir içeriğin altına hücum etme devri çoktan bitti.
- Kaliteden bağımsız olarak mümkün olduğunca çok içerik üretmek yarardan çok zarar getiriyor.
- SEO odaklı içerik üretmek, artık modası geçmiş bir strateji. Arama motoru tarayıcıları için yazılmış ve anahtar kelimelerle doldurulmuş makaleler artık size puan kazandırmayacak. (Aslında size zarar verecektir.)
Ama şu da var ki, ancak Google biterse SEO biter. Her gün yapılan 6 milyar arama bunun kanıtı niteliğinde.
Yanılgı # 3: Yinelenen İçerik Sıralamanızı Olumsuz Bir Şekilde Etkiler
2011’de Google, SERP’leri tıkayan tüm düşük kaliteli ve zayıf içerikleri temizlemek için Panda güncellemesini yayınlamaya başladı.
Bu güncelleme, yetkili yazarlar ve güvenilir kaynaklar tarafından ortaya konan uzman içeriğin hakim olduğu SEO içeriğinin altına hücumun devrinin sona erdiğini ve yeni bir çağın başlangıcını işaret etti.
Kulağa güzel geliyor, değil mi?
Fakat bir noktada kalitenin Google için ne anlama geldiğine dair yanlış bilgiler dolaşmaya başladı. Mesela SEO efsanelerinden biri, asla ve asla sitelerimizde yinelenen içerik yayınlamamamız gerektiğiydi, aksi takdirde cezalandırılırdık.
Bu doğru değil.
Google’dan John Mueller’a göre, sitelerin belirli bir düzeyde yinelenen içeriğe sahip olması normaldir. Bir siteden (çoğunlukla) aynı bilgileri içeren birden çok sayfa döndüğünde, Google bunları göstermez.
Benzersiz bir sonuca ihtiyacınız varsa, benzersiz içeriğe sahip olmanız gerekir. Aksi takdirde, açılış sayfalarının hepsi benzer görünüyorsa veya aynı konuyu ele alan birkaç blog yayınınız varsa endişelenmeyin. Bu olağan bir durumdur.
Yanılgı # 4: İçerik Kraldır
Bill Gates, 1996 yılında bu ifadeyi icat ettiğinden beri, içeriğin kral olduğu fikrini benimsedik çünkü çevrimiçi görünürlüğü artıran etken bu.
Evet, harika içeriğe sahip olmak önemlidir.
Evet, harika içerik sunmak, sitenize çok iyi dönüşler kazandırır.
Yapabileceğiniz mümkün olan en iyi içeriği oluşturmalısınız. Ancak içeriğin kral olduğunu söylemek, bir işletmenin mağaza tabelasının, tüm stratejisindeki en önemli şey olduğunu söylemesi kadar doğrudur.
Bu önemli bir etken, ama asıl noktayı kaçırmanıza sebep olabilir.
2021’lerde içerik artık kral değil.
Hedef kitleniz kraldır ve içeriğinizin onlara hizmet etmesi gerekir.
Yanılgı 5: Anahtar Kelime Araştırması Önemli Değildir
Anahtar kelime araştırmasının artık önemli olmadığını düşünüyorsanız, kendinize büyük bir kötülük yapıyorsunuz demektir.
Anahtar kelime araştırması size şu konularda yardımcı olur:
- Kullanıcılarınızın Google’a gerçekte ne yazdığını anlayın. İstediğiniz tüm anahtar kelimeler için optimizasyon yapabilirsiniz, ancak hedef kitlenizin gittiği yer değilse, aramalarında görünmezsiniz.
- Kullandığınız anahtar kelimelerin arama amacına uygun olup olmadığını belirleyin. Google, anahtar kelimeleri yanlış kullanan kişilere dikkat eder ve onları buna göre cezalandırır.
- Hedef kitleniz için, iyi bir sıralama elde etmek adına düşük rekabet fırsatlarını belirleyin. Rakiplerinizin kaçırdığı uzun kuyruklu anahtar kelimeleri yakalayabiliyorsanız neden rekabetli kısa anahtar kelimeler için rekabet edesiniz?
İpucu: Google’ın tahmine dayalı önerilerinin çoğu uzun kuyruklu anahtar kelimelerdir.
SEO Yanılgılarına İnanmayı Bırakın ve Harika Bir Marka Oluşturmaya Odaklanın
Günümüzde anahtar kelime yoğunluğu hakkındaki batıl inançlardan, içeriğin gerçek rolü hakkındaki fikirlere kadar birçok SEO yanılgısı mevcut.
Bazıları eskiden doğruydu, ancak bu alanın git gide evrimleştiği göz önüne alındığında artık değil. Birkaçı asla doğru değildi – sadece kulağa hoş geliyordu, bu yüzden onlara inandık.
SEO’da başarılı olmak, popüler komplo teorilerini veya dedikodu aracılığıyla duyduğunuz mitleri satın almakla ilgili değildir. Modaya uygun tavsiyelere atlamak sizi başarıya götürmez.
Başarı, mükemmel içerik ve anahtar kelimeler temelinde harika bir marka oluşturmakla kazanılabilinir.
Artık gerçeklerle güçlendiğinize göre, ilerleyin ve kullanıcıların aradığı değeri yaratın!