Günümüz web siteleri için dijital pazarlama ve SEO arasında pek çok benzerlik bulunuyor. Gerek e-ticaret siteleri gerekse de haber, blog ve kullanıcı deneyimi siteleri bu iki kritere mutlaka dikkat etmesi gerekiyor. Dilerseniz şimdi SEO ve Dijital Pazarlama arasında bulunan benzerliklere yakından bir göz atalım.
SEO mu yoksa Dijital Pazarlama mı ?
Aslında her ikisi de. Piyasada ilk olarak e-ticaret firmalarından girerek başlamak istiyorum. Bundan bir kaç yıl önce Türkiye’nin en büyük perakende firmasında görev yaparken SEO tarafında hiç bir şey yapılmadığını ve organikten bu kadar hit alırken neden ilerlenmediğini sürekli sorguluyordum.
Dijital Pazarlama işine giriyorsanız, SEO olmazsa olmazınızdan bir tanesidir. Şöyle düşünün; sabun satıyorsunuz ve ilk defa bir site kurdunuz. Müşterilerinizin sizi bulması için ne yapardınız ? Amatör girişimciler veya firmalar bir Facebook sayfası açarak sağdan soldan arkadaşlarına önerilerde bulunuyor ve ne yazık ki 1 seneyi tamamlayamadan firmasını kapatmak durumunda kalıyor.
Dijital Pazarlama ile birlikte hedeflenen kelimeler ve içerikler belirlenerek bütçe tahminleri yapılmalıdır. SEO bu dalın altında yer aldığı gibi, arama motoruna ‘Sabun’ yazıp sitenize gelen kullanıcıların sitenizden bir şeyler aldığını görüyor olmak gerçekten büyük keyif veriyor. Zira organik aramalardan sizi bulan kullanıcılardan gelen dönüşümleri ne kadar arttırırsanız, o kadar gelir sahibi olabiliyorsunuz. Yukarıdaki adımların hepsi birer algoritma gibi düşünülebilir. SEO olmadan Dijital Pazarlama sağlıklı olmayacağı gibi, e-ticaret olmadan da internet üzerinden satışlar ne yazık ki mümkün olamıyor. Daha da derine indiğimiz zaman, sağlıklı bir web sitesi olmadan da organik aramalarda üst sıralarda çıkmak mümkün olmuyor. Gelin bu durumu biraz daha netleştirelim.
Nedir Bu Derin SEO Mevzusu ?
Az önce sizlere SEO (Arama motoru optimizasyonu) için yukarıda üstü kapalı bir kaç deneyimimi aktardım. Olayı biraz daha derinleştirecek olursak şöyle başlayalım;
- Bir web sitesi kurmaya karar veriniz ve satacağınız ürün belli. İlk olarak kişinin ‘web sitesi yapan’ bir firma veya şahıs bulması ile olay başlar. Burada önemli olan kişinin web sitesini yapacak kişi ya da firmayı nereden bulduğudur. Çünkü gelişi güzel yapılan web siteleri her zaman kullanıcıların başına bela olmuştur. Zira bunun en büyük nedeni yazılımsal olarak kodlanan sitelerin arama motoru dostu olmayışıdır. Siz siteyi kurdurduktan sonra yayına aldığınızda ürünleriniz, içerikleriniz ve ürünler için yazdığınız makaleler arama motorlarında çıkmıyorsa bir sıfır geride başladınız demektir. SEO bu anlamda e-ticaret siteleri çok için önemlidir.
- O yüzden mutlaka bir web sitesi yaptırırken yazılımın temiz kodlandığına ve arama motoru dostu olduğuna dikkat edin. Nasıl dikkat edeceğinizi de bilmiyorsanız, mutlaka bir bilenden yardım isteyin. Zira web sitesini kuran kişi ‘ben yaptım işimi bitirdim sağlıklı görüyor musun ? Evet her şey çalışıyor.’ mantığında yaklaştığı için hiçbir zaman siz talep etmeden doğru iş yapılmayabilir.
Sağlıklı Bir Alt Yapı Nasıl Oluşturulmalı ?
Sağlıklı bir web sitesi yaptırdıktan sonra ilk iş siteye ürün veya özgün içeriklerin eklenmesi olmalıdır. Ne kadar özgün içerik, o kadar sağlıklı bir site alt yapısı anlamına gelir. Sektörde edinmiş olduğum tecrübelerden bir kaç örnek daha vereceğim; günde ortalama 800 ürünün eklendiği bir web sitesi düşünün.
Her bir ürüne teker teker ürün açıklaması yazmak ne kadar zahmetli değil mi ?
İşte burada yapılan en büyük yanlış bu hataya düşmektir. Her bir ürün için yazılacak özgün açıklama, sizin o üründe ve ürün kelimesinde organik sıralama (SEO) faktöründe büyük etkileri olacaktır. Hele ki aylık aranma hacmi çok yüksek olan bir ürün ise. O yüzden web sitenizi kurduktan sonra mutlaka ürün açıklamalarınızı, etiketlerinizi, içeriklerinizi ve resimlerinizi organik (özgün) seçmeye gayret gösterin. Unutmayın, arama motorları kopya siteleri asla sevmezler.
Devamlılık
Siteyi kurup, içeriklerinizi ekledikten sonra önemli olan sürekliliktir. Burada arama motoru botları devreye giriyor. Şöyle düşünün; her gün kampanya yapıyorsunuz ve bir ürünü bir müşteriye bedava veriyorsunuz. O dükkanın sırf bedava ürün için geleni gideni eksik olur mu ? Şahsen bence olmaz. Arama motoru botlarını da aynı şekilde düşünebilirsiniz. Sitenizi yayına aldıktan sonra yeni içerikleri her gün ekleyerek botlara sürekli bedava content (içerik) veriyorsunuz. Botlar da bu içerikleri alarak ilgili sonuca yazmak için çekiyor. Burada yine önemli olan özgün ve spam yapmadan doğru içeriği oluşturmaktır. O yüzden biz SEOZof Bilişim Hizmetleri olarak başta E-ticaret siteleri olmak üzere tüm web sitelerine devamlı özgün içerik eklemeyi tavsiye ediyoruz.
Bu şekilde sağlıklı bir alt yapı oluşturduktan sonra devamlılığı da sağlamanız durumunda arama motorlarından web sitenize organik olarak ziyaretçiler gelmeye başlayacaktır. Satış olup olmaması tamamen sizin stratejinize kalmış durumda. Çünkü e-ticaret siteleri için kampanyalar çok önemlidir. Siz a ürününü 10 liradan satıp, 8 lira kar etmeyi düşünürken, diğer web sitesi aynı ürünü 5 liradan satıp 2 lira kar ederek kendisine müşterileri rahatça çekebilir. O yüzden planlamaları iyi yapmak gerekir.
Önemli Not: Yazımın sonlarına doğru gelirken bu önemli detayların yanı sıra Dijital Pazarlamada satış stratejilerini de mutlaka unutmamanız gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Burada remarketing, retargeting, mailing ve Adwords çalışmaları ön plana çıkıyor. Ne kadar çok geniş pazar, o kadar çok geniş kitle ve satış anlamına geldiğini unutmayalım.
Eğer tüm bu sağlıklı içerikleri ve temeli atabilecek partner firma arayışınız varsa SeoZof Bilişim Medya Danışmanlık olarak destek vermekten memnuniyet duyarız.